KAYSERİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Platolar / Yaylalar

Kayseri il alanının % 49,1 gibi önemli bir bölümü, plato biçimindeki yüksek düzlüklerle kaplıdır. Bunlar kimi yerde akarsularla yarılmış yüksek plato düzlükleri, kimi yerde de dağlar arasında uzanan ve yine derin vadilerle parçalanmış havzalar durumundadır. Bu tür düzlüklerin bir bölümü, Kayseri ve Develi ovalarının çevresinde yer almıştır. Kayseri ovasının kuzeyi ile Develi ovasının doğu ve batısında yer alan bu platoların yüzeyi yer yer engebelidir. Ova tabanından 100-300 m. yükseklikteki platolar üzerinde tepelik ve dalgalı alanlar da geniş yer tutar. Bunlardan Kayseri ovasının kuzeyinde, Erkilet ile Kızılırmak vadisinin arasında yüksekliği 1300-1400 m olanı volkanik malzeme ile örtülüdür.

Söz konusu platolar, genellikle yatay duruşlu tortul katmanlarla (kalker, marn, kil) bunların üzerinde ve arasındaki volkanik taşlardan (andezit, bazalt, tüf) oluşmuştur. Bu katmanlar ve yığıntılar, zamanımızdan 15-20 milyon yıl önce, İç Anadolu’da geniş yer kaplayan göllerin içinde birikmiştir. Bir yandan yüksek kesimlerden akarsular tarafından koparılıp getirilen maddeler, bir yandan da zaman zaman püsküren Erciyes Dağı’nın kül tüfleri, göl içlerindeki bu birikintilerle karışarak tortulaşmıştır. Öte yandan söz konusu göller, karalaşma evresinde yer yer lavlarla örtülmüştür. Bu tür katmanların görüldüğü yerlere “volkanik ara tabakalı arazi” denilmektedir. Bu alanlar daha sonra türlü yerkabuğu hareketleriyle yada akarsuların etkisiyle plato görünümü almıştır.

İlde, bunların dışında Kızılırmak’ın kabaca kuzey ve güneyinde yer alan 16 km. uzunluğunda ve 1550 m. yüksekliğindeki Sultan sekisi ve Amarat düzlükleri de bulunmaktadır. Bunlar yatay duruşlu kalkerler (yer yer travertenler) ve lavlarla örtülü, altlarında kalın çakıl yığınları yer alan yüksek düzlüklerdir.

Uzunyayla ve Zamantı teknesi ise, akarsularla derin biçimde yarılmış ve bu durumlarıyla plato görünümü almış havzalardır. Bunlardan Uzunyayla, dağlarla çevrili ve yüksekliği 1500-1600 m. arasında değişen çok geniş bir havzadır. Üç ırmağın başlangıç yeri olan Uzunyayla, sularını Zamantı Irmağı yoluyla Seyhan’a, Tohma çayı ile Fırat’a, kuzeydeki küçük derelerle de Kızılırmak’a gönderir. Uzunyayla özellikle Zamantı Irmağı’nın ilk kaynaklarını aldığı yer olması bakımından da önemlidir.

Uzunyayla’yı yaran vadiler, yörenin orta kesimlerinde çok derin olmadığı halde, kenarlara doğru derinleşerek bu kesimleri engebeli bir duruma getirmiştir. Uzunyayla’nın tabanı, III.Zamanın ikinci yarısına ait tortul katmanlarla kaplıdır. Az eğimli olan bu katmanların örttüğü eski temel, Hınzır Dağı gibi yüksek dağ gövdelerinde ortaya çıkar. Uzunyayla’da iklim çok sert, kışlar sürekli, yazlar ise kısa ve serindir. Güneye doğru çalılık biçiminde görülen odunsu bitkilere yayla üzerinde hemen hiç rastlanmaz. Uzunyayla, küçükbaş hayvan ve at yetiştiriciliğine uygun bir bölge oluşturmakta; burada sınırlı olarak ekilen buğday ve arpa dışında tarım yapılmamaktadır. Nüfus yoğunluğu da oldukça düşük olan Uzunyayla’nın vadi kesimlerinde bazı köyler bulunmaktadır. Yörenin en önemli yerleşme merkezi Pınarbaşı İlçesi’dir. Uzunyayla, Pınarbaşı yakınındaki birtakım boğazlarla güneybatıda uzanan Zamantı havzasına bağlanır.